Page 12 - Gergemder Bülten Sayı 2
P. 12
YALNIZ YAŞLILAR VE YAŞAM KALITESI: SORUNLAR,
ÇÖZÜM ÖNERILERI
Yaşam kalitesi, bireylerin beklentileriyle gerçek yaşamları ara-
sındaki dengeyi ifade etmektedir. Bireyin beklentileri ve ger-
çek hayattaki yaşantısı birbirine ne kadar yakınsa yaşam
kaliteleri de o kadar yüksek olmaktadır. Yaşlılıkla birlikte
gerilemelerin, bakım ve destek ihtiyacının artması yaşlılık-
ta yaşam kalitesini önemli hale getirmektedir. Günümüzde
teknolojinin gelişmesi, tıbbın ilerlemesi, sağlık hizmet-
lerinin gelişmesi, yeni tedavilerin ve ilaçların bulunması
Öğr. Gör. Melis ERDENER, yaşam süresini uzatmaktadır. Ancak amaç yalnızca ya-
Sosyal Hizmet Uzmanı,
Çankırı Karatekin Üniversitesi- şam süresini uzatmak olmamalıdır aynı zamanda uzayan
Sağlık Bakım Hizmetleri Bölümü yaşam sürecinde bireylerin yaşam kalitesinin artması da
sağlanmalıdır. Bu nedenle yaşam süresi arttıkça yaşlanan
bireylerin yaşam kalitesini arttırmaya yönelik çalışmalara daha fazla ihtiyaç duyulacaktır.
Yaşam kalitesi pek çok durumdan etkilenen kapsamlı bir kavramdır ve bu kavramın fiziksel
sağlık, psikolojik durum, inançlar, bireylerin sosyal ve çevresel özellikleriyle ilişkili olduğu söy-
lenebilir. Yaşlılık dönemi bir yanıyla psikososyal gelişimin devam ettiği ancak bir yanıyla da bi-
lişsel, fiziksel, ruhsal alanlarda çok boyutlu gerilemelerin görüldüğü bir dönemdir. Bu nedenle
umutsuzluk, depresyon, ölüm korkusu ve yalnızlık yaşlılıkta karşılaşılan en önemli psikososyal
sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır (Ağırman & Gençer, 2017). Yaşlılıkta bireylerin sağlık
sorunlarının artması, fiziksel ve bilişsel işlev kayıpları yaşanması, başkalarına bağımlılığın art-
ması, emeklilikle birlikte gelirin azalması gibi yaşlanmadan kaynaklanan değişiklikler bireyle-
rin yalnızlaşmasına sebep olmakta ve buna bağlı olarak yaşam kalitesini olumsuz etkilemek-
tedir. Bunun dışında bireylerin gelir düzeyiyle sosyal aktivitelere katılımları arasında anlamlı
ilişki olduğunu gösteren araştırmalar mevcuttur (Diener & Diener, 1995). Kültürel, sanatsal
etkinliklere ve gezilere katılma, tatile gitme gibi faaliyetleri belli bir parasal kaynağın olmasını
gerektirdiği için yaşlıların sosyalleşmesine engel olabilmektedir (Ay et al., 2019). Türkiye’de
benzer şekilde yalnız kalan ve yaşlanan bireylerin kendi kendilerine yetememeleri nedeniyle
psikososyal ve ekonomik sorunlar yaşadığı söylenebilir. Emeklilikle birlikte azalan gelir düze-
yine bireylerin uyum sağlayamaması, yaşam standartlarının düşmesi, yeniden iş bulamamala-
rı, sağlık hizmetlerine erişememeleri, yeterli beslenememeleri, ihtiyaçlarına uygun ortamlarda
barınamamaları, serbest zamanlarını verimli değerlendirememeleri, kendilerini geliştirici ve
rehabilite edici faaliyetlere katılamamaları yaşam kalitelerini düşürmektedir (Danış, 2009).
Ülkemizde yaşlıların aileleriyle yaşama eğilimi yüksek olmasına rağmen son dönemlerde yal-
nız ya da kurumlarda yaşayan yaşlı sayısında da önemli bir artış olduğu görülmektedir. Aile
yapısının geniş aileden çekirdek aileye dönüşmesi, kırdan kente göçlerin artması ve kadınların
iş ve eğitim hayatında daha fazla yer almaya başlaması yaşlıların yalnız yaşamaya başlamasında
12