Page 16 - Gerhemder bülten 3
P. 16
MALNÜTRİSYON
Malnütrisyon, kelime anlamıyla “kötü beslenme” olarak tanımlanmak-
tadır. Hem aşırı beslenme davranışı ve bununla ilişkili vücut ağırlığı ve
vücut yağı artışı; hem de yetersiz beslenme davranışı ve bununla ilişkili
vücut ağırlığı ve yağsız vücut kütlesi kaybı, malnütrisyon terimi altın-
da değerlendirilmektedir (1). Birleşmiş Milletler On Yıllık Beslenme
Eylem Planı (2016-2025) kapsamında, anne, bebek ve küçük çocuk
beslenmesi ile diyetle-bağıntılı bulaşıcı olmayan hastalıklara yönelik
stratejik hedefler doğrultusunda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir
(2). Bununla birlikte, yaşlı nüfuslarda malnütrisyon küresel düzey-
Dr. Araştırma Görevlisi de yaygınlık göstermeye devam etmektedir. Mevcut tahminler, yaşlı
Özlem ÇETİNER yetişkinlerin (65 yaş ve üzeri) yaklaşık dörtte birinin yetersiz beslen-
Atılım Üniversitesi diği veya yetersiz beslenme riski altında olduğu yönündedir (3). Bu
Beslenme ve Diyetetik Bölümü sayının, yaşlanan nüfustaki hızlı artışa paralel olarak artış gösterebi-
leceği öngörülmektedir.
Yaşlı yetişkinler için, yetersiz beslenme davranışı ile ilişkili malnütrisyonun sağlık sonuçları, aşırı beslenme
ve obezite ile ilişkili malnütrisyonun sağlık sonuçlarından daha karmaşık ve olumsuz olabilmektedir (4). Yaşlı
yetişkinlerde yetersiz beslenme, vücut ağırlığı kaybı ve kas kütlesi kaybına yol açabildiğinden tedavi sürecinde
tam beslenme desteği sağlansa dahi fonksiyonel iyileşme ve yeti geri kazanımı her zaman mümkün olama-
maktadır (5). Kas kaybının yanı sıra malnütrisyon, yaşlılarda kırılganlık, deliryum, bağışıklık yanıtın azalması,
hipotermi, osteoporoz, ruh hali değişiklikleri, bilişsel bozukluk, düşük yaşam kalitesi ve erken ölüm ile de
ilişkilendirilebilmektedir. Malnütrisyon tedavisinin geciktiği durumlarda ise geç yara iyileşmesi, bası yaraları,
düşmeler ve hastaneye yatış oranlarında artış meydana gelebilmektedir (4).
Malnütrisyon, bazı geriatrik sendromların gelişiminde de aktif rol oynayabilmektedir. Geriatrik sendromlar,
“farklı organ sistemlerine yayılan yaşlanmaya bağlı işlev bozukluklarının belirgin sunumları” olarak tanım-
lanmaktadır. Yaygın geriatrik sendromlar arasında demans ve deliryum, depresyon, inkontinans, düşme ris-
ki, görme ve işitme bozukluğu, yara iyileşme bozuklukları, kırılganlık ve sarkopeni yer almaktadır. Geriat-
rik sendromların gelişiminin altında yatan etiyolojinin doğası gereği çok faktörlü olduğuna inanılmaktadır.
Kavramsal olarak, bireylerin fizyolojik stres faktörlerini tolere etmek için sınırlı miktarda “rezervi” vardır.
Yaşlanma sürecinde, tüm organ sistemlerinin homeostatik rezerv kapasitesinde bir azalma meydana gelmekte
ve böylece bireyler stres faktörlerine karşı daha duyarlı hale gelmektedir. Stresörler bireyin rezerv kapasitesini
aştığında, geriatrik sendromların gelişimi, belirli bir stresörü yönetmek için telafi edici yeteneğin eksikliğini
temsil edebilmektedir (6). Bu etiyolojik değerlendirmeye göre malnütrisyon ve malnütrisyona bağlı kas kaybı,
potansiyel fizyolojik stres faktörleri olarak hareket ederek geriatrik sendromların şiddetlenmesinde ve/veya
hızlanmasında aktif rol oynayabilmektedir.
Yaşlılarda malnütrisyon ve malnütrisyona bağlı kas kaybının en açık tezahürü sarkopenidir. Geriatrik send-
romlar arasında sınıflandırılan sarkopeni, kas kaybı ile birlikte kas gücü ve fonksiyonalitesindeki kaybı ta-
nımlar. Son yıllarda obezite oranlarının da artmasıyla birlikte vücut yağındaki artışa eşlik eden kas kütlesi
kaybını ifade eden “sarkopenik obezite”nin yaygınlığı da artış göstermiştir. Genellikle göz ardı edilen ve organ
çevresindeki adipoz doku artışıyla maskelenebilen sarkopenik obezite, klinik açıdan dikkat edilmesi gereken
bir tablodur. Yaşlılarda malnütrisyonun doğru değerlendirilmesi ve uygun beslenme tedavilerinin geliştirile-
bilmesi açısından vücut ağırlığı kaybının yanı sıra kas kütlesindeki kaybın da değerlendirilmesi elzemdir (7).
Malnütrisyonla sıklıkla ilişkilendirilen bir diğer geriatrik sendrom ise kırılganlık sendromudur. Malnütrisyo-
nu olan yaşlı bireylerin yaklaşık %70’inde kırılganlık sendromu görülebilmektedir. Yetersiz protein ve enerji
alımını içeren uzun süreli malnütrisyon, kırılganlık fenotipinin bileşenleri olan kilo kaybı, bitkinlik, yavaş
yürüme hızı ve düşük fiziksel aktivite ile sonuçlanabilmektedir. Bununla birlikte kırılgan yaşlı yetişkinlerde
alışveriş, seyahat ve yemek hazırlama gibi aktivitelerde meydana gelen fonksiyonel bozukluklar, sosyal izolas-
16