Page 12 - Gerhemder sayı 4
P. 12

GERİATRİK GRUPTA İŞİTME SAĞLIĞI VE TEKNOLOJİ

                                         Dünya Sağlık Örgütü (WHO); 65 yaş ve üzerindeki bireyleri yaşlı olarak
                                           sınıflandırmakta ve yaşlılığı; sosyal hayatın ve çeşitli çevresel faktörlerin
                                            sürekli değişen koşullarına uyum sağlama yeteneğinin azalması olarak
                                             tanımlamaktadır. Yaşlılık sorunlarıyla ilgili olarak ‘geriatri’ ve ‘geronto-
                                              loji’ terimleri kullanılmaktadır. Geriatri, yaşlılık ve yaşa bağlı hastalık-
                                              larla ilgilenirken, gerontoloji, yaşlanma süreci ve yaşlanmanın fizyo-
                                               lojisini inceleyen bir bilim dalıdır (1). Yaşlanma, organ ve sistemlerin
                                               fonksiyonel kapasitesinin azalmasına yol açan biyokimyasal ve psiko-
                                               lojik değişikliklerin yanı sıra morfolojik ve fonksiyonel değişimlerin
                                              de eşlik ettiği dinamik, ilerleyici ve fizyolojik bir süreçtir (2). Yaşlanma
                                                sürecinde kronolojik, biyolojik, sosyal, ekonomik, fizyolojik, psiko-
                Lokman Hekim Üniversitesi       lojik, toplumsal süreçleri barındırır. Psikolojik açıdan, algı, öğren-
                                                me, psikomotor yetenekler, problem çözme ve kişilik özelliklerinde
                                                değişiklikler yaşanır. Sosyal yaşlılıkta ise belirli yaş grubundaki bi-
                                                reylerden beklenen davranış ve tutumlar söz konusu iken, fiziksel
                                                boyut, artan yaşla birlikte görülen fiziksel değişimleri ifade eder.(3)


        Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yaşam kalitesini, kişilerin hedeflerini, beklentilerini, standartlarını ve ilgileri-
        ni, yaşadıkları ortam, kültür ve değer yargıları bütününde algılama biçimi olarak tanımlar. Bu bağlamda, kişi
        sosyokültürel ortamında kendi sağlığını ve psikolojik, sosyal ve fiziksel işlevlerindeki yoksunlukları subjektif
        olarak algılamaktadır (4). Yaşlanma sürecinde tüm duyularda belirgin bir azalma meydana gelirken, özellikle
        işitme duyusundaki kayıplar sosyal yaşamda iletişim problemlerinin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. İşitme
        kaybı, işitsel sorunların yanı sıra, işitsel olmayan alanlarda da geniş çaplı fiziksel, psikolojik ve sosyal sonuçlar
        doğurabilmektedir. Ancak işitme cihazı kullanan bireylerde hem işitsel algıda artışa hem de sosyal iletişim
        becerilerindeki katılıma bağlı yaşam kalitesinde artış gözlenmektedir (5).


        21. yüzyılda yaşanan en önemli demografik değişimlerden biri, nüfusun yaşlanmasıdır. Dünyada ve ülkemiz-
        deki tıbbi ve teknolojik ilerlemeler, doğurganlık oranlarındaki düşüş, ölüm oranlarının azalması ve sağlığı
        koruyucu ile geliştirici önlemlerin artması, özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde insan ömrünün
        uzamasına ve 65 yaş ve üzeri nüfusun toplam nüfus içindeki oranının artmasına yol açmıştır.(6). Birleşmiş
        Milletler dünya nüfus tahminlerine göre 2023 yılı için dünya nüfusunun 8 milyar 45 milyon 311 bin 448 kişi,
        yaşlı nüfusun ise 807 milyon 790 bin 294 kişi olduğu tahminlere göre dünya nüfusunun %10,0’ını yaşlı nüfus
        oluşturdu. (7).  Türkiye’de 65 yaş ve üzeri bireylerin sayısı, 2018 yılında 7 milyon 186 bin 204 iken, son beş yılda
        %21,4 artarak 2023 yılında 8 milyon 722 bin 806’ya ulaşmıştır. 2018’de yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki
        oranı %8,8 iken, 2023’te %10,2’ye yükselmiştir. Yaş gruplarına göre yaşlı nüfus dağılımına baktığımızda, 2018
        yılında yaşlı nüfusun %62,2’si 65-74 yaş aralığında, %28,6’sı 75-84 yaş aralığında ve %9,2’si 85 yaş ve üstünde
        bulunmaktayken, 2023 yılında bu oranlar sırasıyla %64,0, %28,1 ve %7,9 olarak değişmiştir. Nüfus projeksi-
        yonları, yaşlı nüfus oranının 2025’te %11, 2030’da %12,9, 2040’ta %16,3 ve 2060’ta %22,6’ya kadar artacağını
        öngörmektedir. DSÖ’ye göre dünya genelinde 413 milyon kişinin çok hafif, 187 milyon kişinin orta-ileri ve
        46 milyon kişinin ise çok ileri derecede işitme kaybı yaşadığı tahmin edilmektedir. Ülkemizde ise Aile ve
        Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından oluşturulan Ulusal Engelli Veri Sistemi’nde kayıtlı toplam engelli sayısı
        2.511.950 olup, bunların 1.414.643’ü erkek ve 1.097.307’si kadındır. Bu toplam içinde 179.867 kişi işitme en-
        gellidir. TUİK tarafından 2023 yılında yapılan yaş grubu, cinsiyet ve engel türüne göre engelli sağlık kurulu
        raporu olan bireyler incelenerek, tüm sağlık raporuna sahip bireyler ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma,
        zihinsel, ruhsal ve duygusal ve kronik hastalıklar olarak değerlendirilmiştir. Engelli sağlık kurulu raporu olan
        65 yaş üstü bireylerin toplam oranı %8,7 olup, diğer rapor grubuna göre dil konuşma problemi ( afazi, dizarti,
        apraksi, nörojenik konuşma,vs) ve işitme engel oranı  %25,2  olarak belirlenmiştir (Tablo 1)






        10
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17