Page 28 - Gerhemder bülten 3
P. 28
ÜRİNER İNKONTİNANS
Üriner inkontinans (Üİ), toplumda yaşayan birçok yaşlıyı etkileyen, yaş
ilerledikçe görülme sıklığı artan, kadınlarda daha sık görülen ve yaşam
kalitesini olumsuz etkileyen bir sorundur (1,2). Üriner inkontinansın
gelişme riski yaşla birlikte artmasına rağmen yaşlanmanın doğal bir
parçası değildir (1,3).
Üriner inkontinans toplumda yaşayan 60 yaş ve üzeri kadınların üçte
birini ve erkeklerin %20’sini belirgin derecede etkilemektedir (4). 80
yaş üstü yaşlılarda, kadınların %46’sının, erkeklerin %34’ünün inkon-
tinansı olduğu tahmin edilmektedir (5). Üriner inkontinans, bakı-
mevinde kalan yaşlılarda %30-60; hastanede yatan yaşlılarda %40-
Dr.Öğr.Üyesi Münevver ÖZCAN 70 oranında görüldüğü belirtilmiştir (6).
Yozgat Bozok Üniversitesi Ülkemizde yaşlı bireylerde Üİ görülme sıklığının değerlendirildiği
Sağlık Bilimleri Fakültesi bir çalışmada inkontinansın kadınlarda %57,1, erkeklerde %21,5
İç Hastalıkları Hemşireliği oranında görüldüğü saptanmıştır (7).
Üriner inkontinansın görülmesinde yaşlı bireyde oluşan fizyolojik de-
ğişiklikler, bireyin sahip olduğu sağlık sorunları, bilişsel bozukluklar ve kullandığı ilaçlar gibi faktörler üriner
inkontinansın gelişmesinde etkilidir (8). Özellikle kronik hastalıklar, polifarmasi, fiziksel ve bilişsel fonksiyon-
larda bozulma olduğunda Üİ prevalansı %70-80’e kadar yükselebilmektedir (2).
Üriner inkontinans, Uluslararası Kontinans Derneği tarafından “her türlü idrar kaçırma şikayeti” olarak ta-
nımlanmıştır (9). Üriner inkontinans, 6 ay ya da daha kısa süreli ise, akut bir hastalığa bağlı olarak ve aniden
gelişmiş ise geçici Üİ, yani tedavi edilebilen inkontinans olarak tanımlanmaktadır (10). Geçiçi Üİ’ye neden
olan durumlar; deliryum, idrar yolu enfeksiyonu, atrofik üretrit ve vajinit, ilaçlar, psikolojik nedenler (özellikle
depresyon), idrar atılımında artış (kalp yetmezliği, hiperglisemi gibi nedenlere bağlı), hareket kısıtlılığı ve fekal
tıkaçtır (11). Hastanede yatan hastaların 1/3’ünde ve ayaktan tedavi gören hastaların %50’sinde görülen Üİ
geçici inkontinansa neden olan durumlara bağlı olarak geliştiği belirtilmiştir (3).
Geçici Üİ’ye neden olan durumlar dışlandıktan sonra üriner inkontinansın devam etmesi halinde inkontinans
kronik Üİ olarak tanımlanmaktadır. Kronik Üİ stres tipi, yetişememe tipi (urge), miks tip, taşma ve fonksiyo-
nel inkontinans olmak üzere beş başlık altında tanımlanmaktadır. (Tablo1). Yaşlılarda en sık görülen Üİ tipleri
kadınlarda miks tip (yetişememe ve stres tip), erkeklerde yetişememe tipi Üİ olduğu belirtilmiştir (7).
Üriner inkontinansa bağlı olarak yaşlı bireyde birçok sorun görülebilmektedir. Bu sorunlar arasında hijyen
kaybı, cilt problemleri, basınç yaraları, uyku bozuklukları, psikolojik sıkıntılar, sosyal izolasyon, kendine gü-
vende azalma, saygı yitimi ve düşme riskinde artış gibi sorunlar görülebilmektedir. Bu faktörler yaşam kalite-
sinin azalmasına ve yaşlı bireylerin bakım evlerine yerleştirilmesine, ayrıca bakım veren kişide tükenmişlik ve
depresyon görülmesine neden olabilmektedir(12)
Üriner inkontinans bireyi fiziksel, fonksiyonel, sosyal ve psikolojik olarak olumsuz etkilemekte ve yaşam ka-
litesini düşürmektedir (2,11). Üriner inkontinans, yaşam kalitesini olumsuz etkilemesine karşın, yaşlı bireyler
tarafından çoğunlukla belirtilmemesi nedeniyle gizli kalmaktadır (2,11). Üriner inkontinansı olan bireylerin
sadece %20-25’i bu soruna yönelik sağlık hizmetlerinden destek almak istemektedir (11) Türkiye’de geriatri
polikliniğine başvuran yaşlı bireylerde geriatrik sendromların görülme sıklığının değerlendirildiği bir çalış-
mada, yaşlı bireylerin %9.3’ünün üriner inkontinansı olduğunu belirttiği; kapsamlı geriatrik değerlendirme
yapıldıktan sonra bu oranın %44.1 olarak saptandığı belirtilmiştir (13). Sonuçta, Üİ yaşlı bireyler tarafından
ifade edilmediğinde tedavi edilme oranı da düşük olmaktadır.
28