Page 19 - Gerhemder sayı 4
P. 19
DİJİTAL ERİŞİMDE EŞİTSİZLİK: YAŞLI YETİŞ-
KİNLER VE DİJİTAL UÇURUM
Dijital teknolojinin son yıllarda yaşadığı hızlı gelişim, insanların günlük
yaşamlarının her alanına nüfuz etmektedir. Dijital teknolojiler insan
yaşamını birçok alanda kolaylaştırırken, mevcut teknolojilere ulaşama-
yan toplumsal sınıflar arasındaki uçurumu da genişletme eğiliminded-
ir1. Bu durum literatürde dijital uçurum olarak adlandırılmıştır. Dijital
uçurum terimi, başlangıçta farklı toplumsal gruplar arasında bilgi ve
iletişim teknolojilerine (BİT) erişimdeki eşitsizlikleri tanımlamak için
kullanılmışsa da zaman içerisinde teknolojik erişimle sınırlı kalma-
yarak, dijital teknolojilerin etkin bir şekilde kullanımını sağlayan
beceriler, bilgi, dijital okuryazarlık, destek ve eğitim fırsatlarının
eşitsiz dağılımını da kapsayacak şekilde genişlemiştir2,3. Dijital
uçurum teorisi, bu eşitsizlikleri üç temel boyutta ele alır: dijital
erişim, dijital kullanım ve dijital getiri. Dijital erişim uçurumu, bi-
reylerin dijital cihazlara ve internete erişimindeki eşitsizlikleri, diji-
tal kullanım uçurumu ise bireylerin bu teknolojileri etkin bir şekilde
kullanma yetenekleri arasındaki farklılıkları kapsar. Dijital getiri uçurumu ise dijital teknolojilerin sunduğu
faydalardan yararlanma kapasitesinde ortaya çıkan ayrışmaları ifade eder. Bu üç boyut, dijital uçurumun te-
mel dinamiklerini oluşturur ve bireyler arasında teknolojik eşitsizliklerin derinleşmesine yol açar4,5. Dijital
uçurum en çok düşük eğitim seviyesine sahip bireyler, işsizler, engelliler, yaşlılar, kadınlar ve kırsal bölgelerde
yaşayanlar gibi dezavantajlı grupları etkilemektedir. Dijital uçurum kavramının bir alt boyutu olan gri dijital
uçurum ise yaşlı yetişkinler ile genç yetişkinler arasında dijital teknolojilere erişim ve kullanımda gözlemle-
nen farkları ifade eder6. Genç yetişkinler, dijital teknolojilere daha fazla erişim olanağına ve bu teknolojileri
kullanma konusunda daha yüksek bir beceri seviyesine sahipken, yaşlı yetişkinler genellikle bu teknolojilere
erişimde, kullanımında ve dijital beceriler edinmede daha büyük zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır7,8.
Bu durum, yaşlı yetişkinlerin dijital topluma uyum sağlama süreçlerini zorlaştırmakta ve onların toplumsal
hayata katılımlarını kısıtlamaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojisi, yaşlı bireylere günlük işlerini kolaylaştırmak
ve bağımsızlıklarını sürdürebilmeleri için gerekli araçları sunmaktadır. Bu nedenle, yaşlı bireylerin temel bilgi
okuryazarlığı ve teknoloji kullanım becerilerine sahip olmaları önemlidir. Bu bağlamda, bilgi okuryazarlığı ve
teknoloji kullanım becerileri günlük hayatta karşılaşılan sorunları çözmek için bilgisayar programları ve diğer
teknolojik araçları etkili bir şekilde kullanabilme yeteneği anlamına gelir. Bu beceriler, yaşlı bireylerin teknolo-
jiye erişimlerini artırarak onların günlük yaşamlarını daha bağımsız ve verimli bir şekilde sürdürebilmelerine
yardımcı olabilir9. Özellikle bilgiye erişim ve bilgi uçurumunun neden olduğu servet uçurumu, yaşlanmanın
derinleşmesiyle daha da artabilir. Bu süreç, farklı nesiller arasında yeni yapısal eşitsizliklerin ortaya çıkmasına
neden olabilir6,10. Örneğin, dijital teknolojilere erişim ve bu teknolojileri kullanma yeteneği, ekonomik fırs-
atlara erişim ve sosyal sermaye birikimi üzerinde doğrudan etkili olabilir. Bu durum, sadece bireylerin maddi
durumlarını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda onların sağlık ve genel refah düzeyleri üzerinde de olumsuz
etkiler yaratabilir.
Sonuç olarak, dijital uçurum, yaşlı yetişkinlerin toplumsal uyumunu ciddi şekilde kısıtlayan bir unsur olar-
ak ortaya çıkmaktadır. Dijital teknolojilere erişim, bu teknolojileri etkin bir şekilde kullanabilme kapasitesi
ve bu teknolojilerden elde edilebilecek faydalar arasındaki eşitsizlikler, yaşlı yetişkinlerin toplumsal hayata
katılımını sınırlandırmakta ve onların yaşam kalitesini düşürmektedir. Bu durum, sadece bireyler arası eşitsi-
zlikleri derinleştirmekle kalmaz, aynı zamanda toplumun genel yapısını da olumsuz yönde etkileyerek, sosyal
adaletin sağlanmasını zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla, dijital uçurumun azaltılması ve yaşlı yetişkinlerin dijital
becerilerinin geliştirilmesi, toplumsal eşitliğin sağlanması ve sosyal bütünlüğün korunması açısından büyük
bir önem taşımaktadır.
17